DOLAR

40,2601$% 0.13

EURO

46,7458% 0.13

STERLİN

53,9601£% 0.23

GRAM ALTIN

4.316,24%0,46

ONS

3.337,10%0,40

BİST100

10.198,76%-0,26

Adıyaman °
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Adıyaman Mert Haber
  • Genel
  • Gazeteci Akçal’dan STK, Sendika ve Platformlara Sert Eleştiri: ‘Adıyaman’ adını taşıyıp ruhunu başka yere kiralamış yapılar’

Gazeteci Akçal’dan STK, Sendika ve Platformlara Sert Eleştiri: ‘Adıyaman’ adını taşıyıp ruhunu başka yere kiralamış yapılar’

ad826x90
ad826x90

Gazeteci ve yazar Abdurrahman Akçal, Adıyaman’daki sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve platformların büyük kısmının “kentle bağlarını kopardığını, vicdanını kaybettiğini ve siyasi merkezlerin aparatına dönüştüğünü” öne sürdü. Akçal, sosyal medyada paylaştığı uzun değerlendirmesinde, “İsmini Adıyaman’la süsleyip ruhunu bir yerlere kiralamış dernekler, sendikalar, platformlar… Bu şehirde başkaları için ağlayıp kendi insanına sırtını dönen yapılar, artık bu halkın vicdanını temsil edemez” ifadelerini kullandı.

ad826x90

‘Adıyaman’ın acısına susanlar, uzak diyarlardaki olaylara ağlıyor’

Gazeteci Akçal, özellikle son dönemde bazı sivil toplum kuruluşlarının kentteki gerçek sorunları görmezden gelmesine rağmen, başka ülkelerde veya bölgelerde yaşanan olaylarda yoğun biçimde sahaya çıkmasını eleştirerek şunları söyledi:

“Ne zaman uzak bir coğrafyada bir olay yaşansa, birden ‘duyarlılık’ uyanıyor; pankartlar hazırlanıyor, basın açıklamaları yapılıyor, meydanlar doluyor. Bu elbette önemli ama aynı insanlar, aynı dernekler, aynı platformlar, kendi sokaklarındaki acının yanından bile geçmiyor. Adıyamanlıların dertlerini, gençlerin işsizliğini, kadınların çaresizliğini kimse duymuyor.”

ad826x90

Akçal, bu durumu “organize edilip sahaya sürülen aparatlar” ifadesiyle tanımlayarak, STK’ların toplumsal refleksinin zayıfladığını ve vicdanın yerini gösterişin aldığını dile getirdi:

ad826x90

“Bazı acılara romantik bir hassasiyetle sarılan ama kendi kapı komşusunun sefaletine, açlığına, borcuna, çaresizliğine sırtını dönen bir sivil toplumdan bahsediyoruz. Yüzlerce dernek, binlerce üye, onca toplantı var ama kimse bu şehirde konteynerlerde yaşam mücadelesi veren, umudunu yitiren insanları görmüyor.”

‘Adıyaman’da 700 dernek var ama bir tane bile yüreği sızlayan yok’

Akçal, Adıyaman’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının nicelik olarak fazla, nitelik olarak ise etkisiz hale geldiğini belirtti.

“Kâğıt üzerinde 700 dernek var. 700 vicdan demek bu, ama bir tane bile yüreği sızlayan yok. Her biri dayanışma, yardım, kültür, insan hakları için kurulmuş. Peki sonuç? Depremin üzerinden 1000 gün geçti, insanlar hâlâ konteynerlerde nefes alıyor. Umutları pas tutmuş, gençlerin bakışları duvar kadar boş. Herkes bir şeyin başkanı olmuş ama kimse bir şeyin sorumluluğunu taşımıyor. Dernek çok, vicdan yok.”

ad826x90

Akçal, bu durumun kentte “duyarsızlık kültürünü” kalıcı hale getirdiğini, toplumsal refleksin zayıfladığını vurguladı.

“Kamera önünde konuşmayı biliyorlar ama komşusuna selam vermeyi unutmuşlar. Basın açıklaması yapabiliyorlar ama bir babanın çaresizliğine sessiz kalıyorlar. Bir ülke için ağlayabiliyorlar ama kendi mahallesinde büyüyen çocuğun intiharına ilgisiz kalıyorlar.”

Sendikalara da eleştiri: ‘Ücret değil, vicdan konuşmalı’

Gazeteci Akçal, yalnızca STK’ları değil, sendikaları da sert ifadelerle eleştirdi. Sendikaların asli görevini unuttuğunu ve kentin sosyal sorunlarına yabancılaştığını dile getirdi:

“Sendikalar da farklı değil. Maaş, döner sermaye, ek gösterge, özlük hakkı… Hep aynı ezberler. Oysa sendika sadece ücret pazarlığı yapmaz; aynı zamanda halkın nefesidir, emekçinin onurudur, memleketin vicdanıdır. Bir şehrin yıkımına susup maaş zammı için bağıran bir sendika, adını unutan bir öğretmen gibidir: var ama anlamını kaybetmiştir.”

ad826x90

Akçal, Adıyaman’daki sendikal yapının yerel sorunlar karşısında sessiz kaldığını belirterek şunları ekledi:

“Bir sendikanın şehirdeki genç işsizliğine, kadınların çaresizliğine, kiraların altında ezilen insanlara dair tek bir sözü yoksa, o sendikanın tabelası da sesi de suskunluğu kadar değersizdir. Artık kimse sormuyor: ‘Biz bu toplumun neresindeyiz?’ diye. Oysa örgütlenme bir çıkar ortaklığı değil, insanlık dayanışmasıdır.”

‘Bağımsız STK kalmadı: Talimatla hareket eden yapılar çoğaldı’

Abdurrahman Akçal, Adıyaman’da birçok sivil toplum kuruluşu ve sendikanın siyasi partilerin, cemaatlerin veya merkez odaklı yapılarının uzantısına dönüştüğünü ifade ederek, bu durumun kentin demokratik kültürünü zedelediğini savundu:

“Bu sessizlik tesadüf değil. Çoğu, bir siyasi partinin ya da ideolojik merkezin uzantısı. Adıyaman’da kurulmuş ama Adıyaman’a yabancı duran yapılar bunlar. Şehrin insanı konuşunca yüzünü ekşitiyor, merkezden gelen gündeme anında hizaya giriyor. İsmini ‘Adıyaman’la süsleyip ruhunu şehir dışında bir yerlere kiralamış dernekler, sendikalar, platformlar… Gerçek sivil toplum, icazetle değil vicdanla hareket eder.”

Akçal, bu yapıları “emirle susan” ve “sahaya sürülen aparatlara” benzeterek şunları söyledi:

“Sivil toplum dediğin yerel nefes alır, yerel acıyı duyar, yerel insana hesap verir. Burada tam tersi var. Adıyamanlılar tarafından kurulmuş gibi görünen ama Adıyamanlılara sırtını dönen yapılar var. Bu kadar organize suskunluk sadece korkaklıkla açıklanamaz; aynı zamanda bağlılık sorunudur. Kime bağlısın? Bu kente mi, yoksa yukarıdan gelecek aferine mi?”

‘Şehirler betonla değil, vicdanla kurulur’

Gazeteci Akçal, yazısının sonunda Adıyaman’ın yeniden ayağa kalkması için “vicdanlı insanların” öncülüğüne ihtiyaç olduğunu belirtti.

“Adıyaman yeniden ayağa kalkacaksa, bunu müteahhitler değil, vicdanını kaybetmemiş insanlar yapacak. Çünkü şehirler betonla değil, kalple kurulur. Biz o kalbi yıkılan binalarımızın enkazında kaybettik. Yine de bir umut var: Bu şehir, başkaları için bağıran ama kendi insanı için susanların elinde değil; kendi insanı için taşlanmayı göze alanların yüreğinde kurtulacak.”

“En son ne zaman Adıyaman sen koktu, Hafız?”

Akçal, “Hafız” hitabıyla kaleme aldığı yazısında, son olarak vicdan muhasebesi çağrısında bulundu:

“Beni taşlamadan önce aynaya bak Hafız. Kaç defa Adıyaman için yürüdün, kaç kez bir Adıyamanlı için basın açıklaması yaptın? En son ne zaman Adıyaman’la dertlendin? Tütün, badem, kapanan fabrikalar, genç işsizliği, kadın cinayetleri, uyuşturucu… En son ne zaman Adıyaman sen koktu Hafız?”

Toplumsal yankı

Gazeteci Abdurrahman Akçal’ın bu sert çıkışı, Adıyaman’daki sivil toplum yapılarında yankı uyandırdı. Bazı sendika ve dernek temsilcilerinin açıklamayı “öz eleştiri olarak okunması gereken bir uyarı” şeklinde değerlendirdiği, bazı çevrelerin ise “sivil alanı genelleyen insafsızca bir itham” olarak nitelendirdiği öğrenildi.

Akçal’ın çıkışı, sosyal medyada da geniş yankı buldu; çok sayıda yurttaş, kentteki “örgütlü sessizliği” sorgulayan yorumlarda bulundu.

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Anahtar Parti İl Başkanı Alsan: ‘Taziye yemekleri yasaklanmalı, belediyeler bu yükü hafifletmeli’

ResimLink - Resim Yükle

HIZLI YORUM YAP

bu OE d3n3me b0nusu v3r3n s1t3l3r adı altında kimlik avı saldırısı yapıyor